Yedincisi:
Hicâbın, kâfir kadınların elbiselerine benzememesi gerekir.

Müslüman erkek ve kadınların, ister ibâdetlerinde olsun, ister
bayramlarında olsun, isterse onlara âit elbiselerde olsun, kâfirlere
benzemelerinin câiz olmadığı İslâm şeriatında belirlenmiştir.Bu hüküm,
İslâm şeriatında büyük bir ölçüdür. Üzülerek ifâde etmek gerekirse
günümüzde müslümanların pek çoğu bu ölçünün dışına çıkmışlardır. Hatta
bu müslümanlar, dînlerini bilmemeleri veya hevâ ve arzularına uymaları
veyahut da yaşadığımız çağın âdetlerine ve kâfir Avrupa'nın gelenek ve
göreneklerine ayak uydurarak yoldan çıkmaları sonucu dînî işlerde ve
dîne dâvet konusunda -kâfirlerden eziyet görmelerine rağmen- bu ölçünün
dışına çıkmışlardır.Zirâ müslümanların zelil olmaları, güçlerini
kaybederek zayıflamaları, yabancı güçlerin kendilerine hâkim olmaları
ve müslümanları sömürmelerinin sebepleri, bu davranışlardır.


Nitekim Allah Teâlâ konuda şöyle buyurmuştur:
((... إِنَّ اللهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنْفُسِهِمْ... )) [ سورة الرعد من الآية: 11 ]
"Şüphesiz
ki bir toplum kendinde olan durumu değiştirmedikçe (Allah'ın
kendilerini emrettiklerini bırakıp O'nun emirlerine karşı gelmedikçe),
Allah da o toplumda olan hali (onlara bahşettiği nimeti) değiştirmez."
(Ra'd Sûresi: 11)



Müslümanlar, bu durumu keşke bilmiş olsalardı.

Bilinmesi gerekir ki, bu önemli ölçünün doğruluğuna delâlet eden
deliller, Kur'an ve sünnette pek çoktur. Kur'an'daki deliller mücmel
olmakla birlikte Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti,
-her zaman olduğu gibi- bu âyetleri açıklamaktadır.


Sekizincisi:
Hicabın, şöhret için giyilen elbise olmaması gerekir.


Çünkü Abdullah b. Ömer'in -Allah ondan ve babasından râzı olsun-
rivâyet ettiği hadiste, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle
buyurmuştur:


(( مَنْ لَبِسَ ثَوْبَ
شُهْرَةٍ فِي الدُّنْيَا أَلْبَسَهُ اللهُ ثَوْبَ مَذَلَّةٍ يَوْمَ
الْقِيَامَةِ، ثُمَّ أَلْهَبَ فِيهِ نَارًا.)) [ رواه أبو داود وابن ماجه
وأحمد ]

"Kim (dünyada dikkatleri
üzerine çeken) şöhret elbisesi giyerse, Allah ona kıyâmet gününde
(dünyadaki ameline karşılık olarak insanlar arasında onun zilletini
teşhir eden ve aşağılayan) zillet elbisesi giydirir. Sonra da (kıyâmet
gününde giydirmiş olduğu bu zillet elbisesinin içine alev verip) onu
alevli ateşte yakar." (Ebû Dâvud, İbn-i Mâce ve Ahmed) ("Müslüman
Kadının Hicabı"; s: 54-67)


Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Muhammed Salih el-Muneccid