Kur'an ve Sünnet Işığında Müslüman Hanımlara Özel İslami Forum
بِسۡمِ ٱللهِ ٱلرَّحۡمَـٰنِ ٱلرَّحِيمِ


Essalamu Aleykum ve Rahmetullah ve Berekatu..

Bayan Kardeşlerimize Özel İslami paylaşım Sitemize Hoşgeldiniz..

Hayırlı Paylaşımlarda bulunmanız ve daha kaliteli Hizmetler için lütfen Üye olunuz..



En Nisa Forum ekibi..




Join the forum, it's quick and easy

Kur'an ve Sünnet Işığında Müslüman Hanımlara Özel İslami Forum
بِسۡمِ ٱللهِ ٱلرَّحۡمَـٰنِ ٱلرَّحِيمِ


Essalamu Aleykum ve Rahmetullah ve Berekatu..

Bayan Kardeşlerimize Özel İslami paylaşım Sitemize Hoşgeldiniz..

Hayırlı Paylaşımlarda bulunmanız ve daha kaliteli Hizmetler için lütfen Üye olunuz..



En Nisa Forum ekibi..


Kur'an ve Sünnet Işığında Müslüman Hanımlara Özel İslami Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
En son konular
» Kocası çoğu Zaman Namaz Kılmayan Bir Kadının Kocasıyla Olan Durumu Zinâ Sayılır Mı?
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyC.tesi Nis. 09, 2016 5:48 pm tarafından EN_NİSA

» selamun aleykum
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPerş. Eyl. 10, 2015 10:52 am tarafından EN_NİSA

» Soru kandillerde oruç tutuyorum.......?
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPtsi Haz. 15, 2015 1:26 am tarafından EN_NİSA

»  Kadir Gecesinin Fazileti
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyCuma Haz. 12, 2015 5:52 pm tarafından EN_NİSA

» Yolcunun Oruç Tutmamasının Caizliği
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyCuma Haz. 12, 2015 9:13 am tarafından EN_NİSA

» Ölünün Oruç Borcunu Velisinin Kaza Etmesi
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyCuma Haz. 12, 2015 8:52 am tarafından EN_NİSA

» Ramazan Borcunun Kazası
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyCuma Haz. 12, 2015 8:48 am tarafından EN_NİSA

» Oruçlunun Tedavi İçin Hacamat Yaptırması
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyCuma Haz. 12, 2015 8:34 am tarafından EN_NİSA

» Oruçlunun Cünüp Olarak Sabahlaması
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPerş. Haz. 11, 2015 10:34 am tarafından EN_NİSA

» Orucu unutarak bozan kimse ne yapmalıdır?
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPerş. Haz. 11, 2015 10:25 am tarafından EN_NİSA

» İftarda Acele Etmenin Fazileti
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPerş. Haz. 11, 2015 10:16 am tarafından EN_NİSA

» Sahur Yemenin ve Onu Geciktirmenin Fazileti
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPerş. Haz. 11, 2015 10:14 am tarafından EN_NİSA

» Oruçlu Ne Zaman İftar Eder
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPerş. Haz. 11, 2015 10:10 am tarafından EN_NİSA

» Oruca Ne Zaman Başlanacağı
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPerş. Haz. 11, 2015 10:05 am tarafından EN_NİSA

»  Ramazan Hilalinin Görülmesiyle Oruca Başlanır Şevval Hilalinin Görülmesiyle Bayram Yapılır
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR EmptyPerş. Haz. 11, 2015 9:59 am tarafından EN_NİSA


ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR

Aşağa gitmek

ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR Empty ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR

Mesaj tarafından NUR_UL HAK Perş. Nis. 19, 2012 5:31 am

Çocuk nasıl terbiye edilir?

Çocuk, ana baba elinde bir
emanettir. Çocukların temiz kalpleri kıymetli bir cevher olup, mum gibi, her
şekli alabilir. Küçük iken, hiçbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir.
Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun mahsulü alınır. Onun için Ağaç yaşken
eğilir demişlerdir. Bunun gibi çocuk da neye meylettirilirse, oraya yönelir.
Eğer hayrı âdet eder, öğrenirse hayır üzerine büyür. Çocuklara iman, Kur’an ve
Allahü teâlânın emirleri öğretilir ve yapmaya alıştırılırsa, din ve dünya
saadetine ererler. Bu saadete ana-baba ve hocaları da ortak olur. Eğer bunlar
öğretilmez ve alıştırılmaz ise, bedbaht olurlar. Yapacakları her kötülüğün
günahı, ana-baba ve hocasına da verilir.

Müslüman, emri altında
bulunanlardan mesuldür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Hepiniz, bir
sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, siz de evinizde ve
emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara Müslümanlığı
öğretmezseniz, mesul olursunuz.) [Müslim]

(Çocuklarına Kur’an-ı kerim
öğretenlere veya Kur’an-ı kerim hocasına gönderenlere, öğretilen Kur’anın her
harfi için, on kere Kâbe-i muazzama ziyareti sevabı verilir ve kıyamette, başına
devlet tâcı konur. Bütün insanlar görüp imrenir.) [S.Ebediyye]

(Bir
çocuk ibadet edince, kazandığı sevap kadar, babasına da verilir. Bir kimse,
çocuğuna fısk, günah öğretirse, bu çocuk ne kadar günah işlerse babasına da, o
kadar günah yazılır.) [S.Ebediyye]

(Çok müslüman evladı, babaları
yüzünden Veyl ismindeki Cehenneme gidecektir. Çünkü bunların babaları, yalnız
para kazanmak ve keyf sürmek hırsına düşüp ve yalnız dünya işleri arkasında
koşup, evlatlarına Müslümanlığı ve Kur’an-ı kerimi öğretmediler. Ben böyle
babalardan uzağım. Onlar da benden uzaktır. Çocuklarına dinlerini öğretmeyenler
Cehenneme gidecektir.) [S.Ebediyye]

Kendinin yapması haram olan şeyi
çocuğa yaptıran kimse, haram işlemiş olur. Çocuklarına içki içiren, kumara
alıştıran, müstehcen neşriyatı okumasına sebep olan, yalancılık, hırsızlık gibi
kötü huylara alıştıran, kıbleye karşı ayak uzatmasına sebep olan kimse, günah
işlemiş olur. Dinimizin temeli, imanı, farzları ve haramları öğrenmek ve
öğretmektir. Allahü teâlâ, Peygamberleri bunun için göndermiştir. Gençlere
bunlar öğretilmediği zaman, ıslamiyet yıkılır, yok olur. Allahü teâlâ,
Müslümanlara Emr-i maruf yapmayı emrediyor. Yani, benim emirlerimi, bildiriniz,
öğretiniz buyuruyor. Nehy-i münker yapmayı da emrederek, yasak ettiğini
bildirdiği haramların yapılmasına razı olmamamızı istiyor.

Kur’an-ı
kerimde mealen buyuruluyor ki: (Kendinizi ve aile efradınızı Cehennem ateşinden
koruyun!) [Tahrim 6]

Kur’an-ı kerimde, nefslerimizi ve aile efradımızı,
yakıtı insan ve taş olan Cehennem ateşinden korumamız emredilmektedir. Elli-yüz
senelik kısa bir hayat için evladımızı dünya felaketlerinden korumaya
çalıştığımız gibi, ebedi felakete düçâr olmaması için ahiretini de korumamız
lazımdır. Bir babanın, evladını Cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden
korumasından daha mühimdir. Cehennem ateşinden korumak da, imanı ve farzları ve
haramları öğretmekle ve ibadete alıştırmakla ve kötü arkadaşlardan ve zararlı
neşriyattan korumakla olur.

Bütün fenalıkların başı, kötü arkadaştır.
Kötü arkadaşları, onun, küstah, yalancı, hırsız, ve saygısız olmasına sebep
olabilir. Senelerce de bu kötü huylardan kurtulamaz.

Ne zaman çocukta
iyi bir hareket görülürse, onu takdir etmeli, mükafatlandırmalıdır! ınsanların
yanında bazen onu övmelidir. Amcası benim çocuğum böyle yaptı

Baba, baba
olduğunu, büyük olduğunu hissettirmelidir! Anne, çocuğu babası ile
korkutmalıdır!

Her gün bir müddet oynamasına izin vermelidir ki, çocuk
sıkılmasın. Sıkılmak ve üzülmekten kötü huy hasıl olur ve kalbi körleşir. Hiç
kimseden para istemesine müsaade etmemeli, fazla konuşmamasını, büyüklere
saygıyı öğretmelidir. ıyi insanların güzel hallerini anlatıp, onlar gibi olmaya,
kötü insanların kötülüklerini anlatıp, onlar gibi olmamaya dikkat etmesi
öğretilmelidir.

Çocuğa her istediğini almak ve lüks içinde yaşatmak uygun
değildir. Büyüyünce de her istediğini ele geçirmeye çalışır; fakat bunda
muvaffak olamayınca sükutu hayale uğrar, isyankâr olur. Kendimiz helal yediğimiz
gibi çocuklarımıza da helal yedirmeliyiz. Haramla beslenen çocuğun bedeni,
necasetle yoğrulmuş çamur gibi olur. Böyle çocuklar da pisliğe, kötülüğe
meylederler.

Çocuğa, israf etmemesini, kanaatkâr olmasını öğretmelidir.
Bazen de yavan ekmek yemeye alıştırmalıdır. Kötü yerlere gitmesine mani
olmalıdır! Çocuk kötülerin yanında ahlaksız, yalancı ve hayasız
olur.

Baba, ne devamlı asık suratlı durmalı, ne de çocukla fazla yüz göz
olmalı, konuşmasının heybetini korumalıdır. Çocuğa babasının malı ile, rütbesi
ile övünmemesi tembih edilmelidir! Tevazu sahibi ve kibar olması öğretilmelidir!
Başkalarından bir şey almanın zillet olduğu, veren elin alan elden üstünlüğü
bildirilmelidir! Cimriliğin çirkinliği öğretilmelidir!

Başkalarının
yanında edepli oturması, ayak ayak üstüne atmaması, lâubâli hareketlerden uzak
durması telkin edilmelidir!

Fazla konuşmaktan çocuğu men etmelidir! Fazla
konuşmanın hayasızlığa yol açtığı, çenesi düşüklüğün kötülüğü belirtilmelidir!
Çocuk nasıl olsa konuşmasını öğrenecektir. Maksat, ona icap edince susmasını ve
büyüklerin sözünü dinlemesini öğretmektir.

Doğru da olsa, çokça yemin
etmesine izin vermemelidir! Vara yoğa yemin, kötü bir alışkanlıktır. Büyüklere
hürmetin, yerini onlara vermenin ve herkesle iyi geçinmenin önemi
anlatılmalıdır.

Çocuğu daha küçükken namaza alıştırmalıdır. Büyüyünce
namaz kılması zor gelebilir. Başkasının malını çalmayı, haram yemeyi, yalan
söylemeyi gözünde çirkin gösterecek şekilde anlatmalıdır! Böyle yetiştirip
büluğa erince, bu edeplerin inceliklerini ona söylemelidir.

Her işi âdet
olarak yapmaması, niyetle, şuurla yapmasının lüzumu anlatılmalıdır. Mesela,
yemekten maksat, kulun Rabbine ibadet etmesi, insanlara, vatanına, milletine
faydalı hizmetlerde bulunması, insanların saadeti için çalışması olduğu
öğretilmelidir. Dünyadan maksadın, ahiret için azık toplamak olduğu, zira
dünyanın kimseye kalmadığı, ölümün çabuk ve ansızın gelebileceği anlatılmalı,
(Ne mutlu o kimseye ki, dünyada iken ahiret azığı elde eder, Cennete ve Allahü
teâlâya kavuşur) demelidir. Küçük yaşında böyle terbiye edilirse, taş üzerine
yazılan yazı gibi olur ve kolay kolay silinmez.

Peygamber efendimiz
buyurdu ki:
(Bütün çocuklar, Müslümanlığa elverişli olarak dünyaya gelir.
Daha sonra bunları, ana-babaları hıristiyan, yahudi ve dinsiz yapar.)
[Taberani]

Hadis-i şerifte Müslümanlığın yerleştirilmesinde ve yok
edilmesinde en mühim işin, çocuklukta ve gençlikte olduğu bildirilmektedir. O
halde, her Müslümanın birinci vazifesi, evladına ıslamiyet’i ve Kur’an-ı kerimi
öğretmektir. Evlat nimetinin kıymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için
(Pedagogie), yani çocuk terbiyesi, çok kıymetli bir ilimdir.

ıslam dinine
karşı olanlar, bu mühim noktayı anladıkları içindir ki, (Gençliğin ele alınması
birinci hedefimizdir. Çocukları dinsiz olarak yetiştirmeliyiz) diyorlar.
ıslamiyet’i yok etmek ve Allah’ın emirlerinin öğretilmesini ve yaptırılmasını
engellemek için, (Gençlerin kafalarını yormamalıdır. Din bilgilerini büyüyünce
kendileri öğrenirler) diyorlar.

Bugün, bütün Hıristiyan ülkelerinde, bir
çocuk dünyaya gelince, buna bozuk dinlerinin icaplarını yapıyorlar. Her yaştaki
insanlara, Hıristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Müslümanların imanlarını,
dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, Hıristiyan yapmak için, ıslam
ülkelerine paket paket kitap, broşür ve kaset gönderiyorlar.

O halde,
Müslümanlar din cahillerinin hilelerine, yalanlarına aldanmamalı, çocuklarımıza
sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dinimizin emirlerine uygun olarak
yetiştirmekle olur. Ahlakı değiştirmek mümkün olduğu için Peygamber efendimiz,
(Ahlakınızı güzelleştirin) buyurdu. Zaten din, güzel ahlak demektir. şu halde
dinin emrine uyup yasak ettiğinden kaçan, huyunu değiştirip güzel ahlaklı olur.
Güzel ahlaklı olan da iki cihanda rahat olur.

En vahşi hayvan bile
terbiye ile ehlileştiriliyor. Hiçbir zaman elma çekirdeğinden portakal olmaz.
Fakat elma fidanını büyüterek, lüzumlu aşı ve kültürel tedbirlerle kaliteli elma
veren bir ağaç olarak yetiştirmek mümkündür. Bunun gibi insan tabiatında bulunan
bazı arzular yok edilemez, fakat terbiye edilebilir.

Terbiyede dayak
atılmaz

1- Çocuğu dövmek ahlakının bozulmasına, hırçınlaşmasına sebep
olur.

2- Dayakla büyüyen çocuk esnek olmaz.

3- Dövülmek, çocukta
ana-babaya karşı kızgınlığa yol açar. Çocuk kendi yaptığının kötü bir şey
olduğunu düşünmez, kendini suçlu görmez, kendini döveni suçlar.

4-
Dövülen çocuk, kızdığı zaman, o da şiddete baş vurur, bir başkasını döver.
Böylece dayak, saldırganlığa sebep olur.

5- Sözden anlayacak yaştaki
çocuğa dayak atılmaz. Sözden anlamayan çocuğuna hafifçe vurmak yeter. Başa, yüze
tokat atmak, sopa ile dövmek çok zararlıdır. Bu ancak işkenceciye yaraşır.


Çoluk çocuğu terbiye etmek için dövmek doğru değildir. Ancak yanlış bir
iş yapınca, cezalanabileceği hissini vermek gerekir. Peygamber efendimiz, ev
halkının dövülmemesini emrettiği halde, terbiye edilmeleri için cezalanacakları,
dövülecekleri hissini taşımaları gerektiğini bildirmiştir. Bu husustaki hadis-i
şeriflerden biri şöyle:
(Ev halkınızı terbiye için bastonunuzu onların
göreceği yere asın!)

Terbiyede, bunu yap, şunu yapma demek yerine, örnek
olmak gerekir. Bunun için, Lisan-ı hâl, lisan-ı kalden entaktır denmiştir. Yani
insanın hâl ve hareketi, sözünden daha etkilidir.

Bir örnek:
Bir
ticaret kervanı gelip, gece Medine’nin dışına kondu. Yorgunluktan uyudular.
Halife Hazret-i Ömer, bunları görünce, Abdurrahman bin Avf’a, (Bu gece bir
kervan gelmiş. Hepsi kâfirdir. Ama bize sığınmıştır. Eşyaları çok ve
kıymetlidir. Yabancılar, yolcular bunları soyabilir. Gel, bunları koruyalım)
dedi. Sabaha kadar bekleyip, sabah namazında camiye gittiler. Kervandaki bir
genç uyumayıp, bunları takip etti. Soruşturdu, bu iki kişiden birinin Halife
olduğunu öğrenince, gelip, arkadaşlarına anlattı. Halifenin bu hareketinden,
ıslamiyet’in hak din olduğunu anlayıp, hepsi müslüman oldu.

Baba, sigara
içiyor, kumar oynuyorsa, çocuğuna bunları yapma demesi o kadar etkili olmaz.
Bunlar kötü olsa babam yapmaz der. ıyi şeyler, fedakârlıklar yapılırsa, örnek
teşkil eder. Çocuğa iyilik yapmanın faydası anlatılmalı. Böylece çocuk bencil
olmaktan kurtulur. Bencil yetişenler kendilerini topluma uyduramaz, hatta örf,
âdet ve kanun tanımaz olur.

Terbiyede esas olanlar:

Zeka: Çocuk,
ilk gördüğü eşyayı tetkik etme, kurcalama ve sorup öğrenmeye heveslidir. Onun
için çocuklara hep iyi ve güzel şeyler gösterilmeli ve soruları doğru
cevaplandırılmalı. Böyle çocuğun düşünme kabiliyeti gelişmiş olur. [3-6 yaş
arası buna çok dikkat etmeli. Bu zaman dilimi, beyin ve zeka gelişmesi için en
önemli devredir.]

Ruh: Hassas ve alıngan çocuklara acı da olsa gerçekleri
görmesi ve tahammül edebilmesi öğretilmelidir. Katı ruhlu çocuklar ise onu
duygulandıracak, örnekler vererek, hassas olmasına çalışılmalı.

ırade:
Güçlü iradeye sahip olmasına çalışılmalı. Zayıf iradeli çocukları biraz serbest
bırakıp kendine olan güvenini arttırmalı. ıradesi kuvvetli çocuklarda ise
terbiye daha sert olmalı. Ancak yine sevgi ve anlayış göstermek şarttır.


Terbiyede şunlar önemlidir:

Din: Allahü teâlânın iyi, çalışkan
ve dürüstleri sevdiğini, onları Cennete koyacağını, kötüleri sevmediğini ve
bunları da Cehennemde cezalandıracağını öğretmeli.

Sevgi: Terbiyede
sevgi gibi, ciddiyet de çok önemlidir. Ana babanın geçimsizliği, hele ayrılığı
çocuk ruhunda fırtınalar koparır.

Ceza ve mükafat: Bunu yaparsan, şunu
vermeyiz, sokağa çıkarmayız gibi bazı cezalar uygun ise de, kesinlikle dayak
atılmamalı. Ceza kalb kırıcı olmamalı, kimsenin önünde de yapılmamalı. Yerinde
yaşına göre oyuncak veya bisiklet almak gibi mükafat verilmeli. “Bu bisikleti
Kuran-ı kerimi hatmettiğim için babam bana aldı” diyebilmeli.

Oyunlar:
Yaşına uygun olarak, çeşitli sporlar bedenin ve zekanın gelişimini sağlar.


Çevre: Hadis-i şerifte, (Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir)
buyuruldu. ıyi çevre ve iyi arkadaş edinmelidir.

Genç bir yazarın bizzat
uyguladığı çocuk terbiyesi ile ilgili hususların özeti şöyledir:

* Çocuğa
dert ve sıkıntılar söylenmemeli, neşe ve sevincimizi anlatabiliriz.

*
Çocuğu aileden birisi azarlarsa, diğeri ona arka çıkmamalı.

* Onun
yanında hep güler yüzlü olmaya çalışmalı. Üzüntülü isek çocuk hemen
etkilenir.

* Onu başkalarının yanında azarlamamalı.

* Kusurlarını
kabul etmesi öğretilmeli. Kusurlarını bilip yapmamaya çalışması hayatta başarılı
olmasına sebep olur.

* Çocuğu yalancılıkla suçlamamalı.

*
Kardeşler arasında ayırım yapmamalı.

* Kibrin kötülüğü anlatılıp
kibirlenmesi önlenmeli.

* Çocuğun yanlışları olur. Hemen
cezalandırmamalı. Yanlışı izah edilmeli, zararı anlatılmalı.

* ‘‘Sen
adam olmazsın’’, ‘‘Senden köy kasaba olmaz’ gibi suçlamalardan kaçmalı. Bunlar,
çocuğun kendine güvenini azaltır, kişilik sahibi olmasını engeller.

*
Çocuk büyükleri taklit eder. Bunun için onlara iyi örnek olmalı.

*
Çocuğun sevilmeye, oynamaya sohbete ihtiyacı vardır. Çocuk kendisine soğuk,
sert, kaba ve kırıcı davranan büyüklerinin kendisini sevmediğini zannedip
bunalıma girer. Bu sebeple onlara şefkatli, güler yüzlü davranmalı.

*
Çocuğa nasihat vermek yerine bizzat uygulamalı iş yaptırmak daha uygun olur.
Mesela yemekten önce ellerini yıka diye yüz defa demektense, birkaç defa, hadi
ellerimizi yıkayalım diyerek birlikte yapmaya çalışmak daha etkili
olur.

* Ona verilen işi takip etmeli, yapıp yapmadığını kontrol etmeli
ki, takip edildiğini bilsin.

* Çocuğun yapmayacağı bilinen şeyleri
söylememeli. Yapacağı şeyleri de artık yapmaz.

* Evliya menkıbelerinin,
çocuğun zekasının gelişmesinde ve onlardan alacağı derste rolü büyüktür. Bunlar
hassas şekilde seçilip anlatmalı.

* Yerine getiremeyeceğimiz sözü
vermemeliyiz. Bunlar söz verir yapmaz dedirtmemeli.

* (Kişinin dini
arkadaşının dini gibi olur) hadis-i şerifi esas alınmalı, iyi arkadaş edinmesi
sağlanmalı.

* (Çocuktan al haberi) sözünü unutmamalı, sırlarımızı çocuğa
duyurmamalı.

* Çocuğa karşı ne kadar sabırlı ve anlayışlı olursak o kadar
başarılı oluruz.

* Sözlerine önem verilmeyen veya sürekli eleştirilen
çocuk; suskun, içine kapanık, güvensiz, huysuz ve saldırgan olur.

* Onun
yanında başkaları kötülenmemeli.

* Hep şiddet kullanılarak çocuğu
yönlendirmeye çalışan ana baba; çocuğun korku içinde asabi ve saldırgan
olmasına, kendi problemlerini şiddet yoluyla çözmeye çalışmasına sebep
olur.

* Çocuğun yüzüne ve başına kesinlikle vurmamalı.

* Çocuğa
söylenecek sözden çok ne zaman ve nasıl söylediğiniz önemlidir.

* ıyi iş
ve davranışları ödüllendirilmeli, kötülerinin ise zararı tatlı dille
anlatılmalı.

* Tenkit gibi aşırı takdir de uygun değildir. Aşırı sevgi
ve takdir, çocuğu şımartabilir.

* Çocuğu suçlamak, lakap takmak, alay
etmek, tehdit etmek uygun değildir. Git gel gibi emir yerine gider misin, gelir
misin gibi ifadeler kullanmalı.

* Çocuk edepli konuşmalı. “Lütfen,
teşekkür ederim, özür dilerim, peki efendim” gibi kelimeler kullanmasını
öğretmeli.

* Hatalı olunca hatamızı kabul edip özür dilememiz, onun da
hatası olursa özür dilemeyi öğrenmesine yol açar
diyerek iyiye teşvik etmelidir. Bir kabahat işler veya kötü bir söz
söylerse birkaç defa görmemezlikten gelmeli, (onu yapma) dememeli,
azarlamamalıdır. Sık sık azarlanan çocuk, cesaretlenir, gizli yaptıklarını
açıktan yapmaya başlar. Yaptığı kötü işlerin zararı, kendisine tatlı dil ile
anlatılmalı, ikaz edilmelidir! Yapılan iş, dine aykırı ise işin zararı, fenalığı
ve neticesi anlatılarak, o kötü işe mani olmalıdır. ALINTI
NUR_UL HAK
NUR_UL HAK
Üye

Aktiflik :
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR Left_bar_bleue10 / 99910 / 999ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE EDİLMELİDİR Right_bar_bleue


Mesaj Sayısı : 310
Puan : 820
Kayıt tarihi : 06/04/12
Nerden : TÜRKİYE

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz