En son konular
cehennem ehlinin durumu
Kur'an ve Sünnet Işığında Müslüman Hanımlara Özel İslami Forum :: İSLAMİ KONULAR :: Ölüm ve Ötesi :: Cennet/Cehennem
1 sayfadaki 1 sayfası
cehennem ehlinin durumu
Cehennem ehline açlık ve susuzluk musallat edilir. Bu da onlar için bir azap türüdür. Bu sebeple diken yerler ve yedikleri diken onların ağızlarını, boğazlarını ve midelerini yırtıp parçalar. Sonra gassak içerler. Gassak; cehennem ehlinden akan ve ateşte kaynayan kan ve irindir. Bu da onların dillerini, boğazlarını, mide ve bağırsaklarını yakıp kavurur.
Nitekim Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Yalvarıp su isteseler, onlara erimiş maden gibi, sıcak ve yakıcı bir sıvı verilir. Bu sıvıyı ağızlarına yaklaştırdıklarında yüzleri yanar.” (Kehf; 29)
Hakim'in rivayetinde Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: “Kudret ve iradesi ile yaşadığım Allah'a yemin ederim ki, şayet “Zakkum”dan bir damla yeryüzündeki sulara dökülse, hepsini acıtır, içilmez hale getirir. Ya bütün yedikleri zakkum olanın hali ne olacak?” (Hakim)
Abdullah b. Ömer (R.A)'den şöyle rivayet edilmiştir: “Eğer cehennem ehlinden biri bu dünyaya çıkarılsa idi, onun korkunç görünüşünden ve pis kokusundan bütün dünya halkı ölürdü.” Abdullah bunu söyledikten sonra hüngür hüngür ağlamıştır. (İbn Ebi'd-Dünya)
Ebu Hureyre (R.A)'den rivayetle Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: “Ahirette kafirlerin bir dişi Uhud dağı kadar, kalçaları da bir dağ kadar olacaktır. Ateşin üzerine otururken “Kudey” ile “Mekke” arası kadar yer ka0layacak, boyları da kırkiki arşın olacaktır.” (Ahmed b. Hanbel, Müslim)
Anlatıldığına göre, cehennemlikler bin yıl boyunca feryat eder, fakat bu feryat onlara hiçbir fayda sağlamaz. Sonra; “Dünyadayken sabredince feraha kavuşurduk” diyerek bin yıl kadar sabrederler. Fakat çektikleri azapta hiçbir hafifleme meydana gelmez. Bunun üzerine; “Bizim için sabretmekte, feryat etmekte birdir., hiçbir kurtuluş çaremiz yoktur.” derler.
Arkasından aşırı susuzlukları ve ağır azapları karşısında Allah’tan bir yıl boyunca üzerlerine yağmur yağdırmasını isterler. Böylece içinde kıvrandıkları yüksek harareti ve susuzluğu dindirmek isterler. Bin yıllık yalvarmanın sonunda Allah-u Zülcelal, Cebrail (Aleyhisselam)’e; “Bunlar ne istiyor?” diye sorar. Cebrail de Allah-u Zülcelal’e; “Ey Rabbim! Sen onların durumunu herkesten daha iyi bilirsin, onlar yağmur istiyorlar.” diye cevap verir. Bunun üzerine, üzerlerinde bazı kızıl bulutlar belirir. Onlar bu bulutları görünce yağmur yağacak sanırlar. Fakat üzerlerine katır iriliğinde öyle akrepler yağdırılır ki, her biri insanı ısırınca acısı bin yıl boyunca devam eder.
Sonra bin yıl daha Allah-u Zülcelal’den yağmur dilerler. Bin yıl sonra başları üzerinde bir takım kara bulutlar belirir. Bulutları görünce; “İşte bunlar yağmur bulutlarıdır.” derler. Fakat üzerlerine öyle deve boynu kalınlığında yılanlar yağdırılır ki, her biri insanı sokunca acısı bin yıl boyunca devam eder. İşte Allah-u Zülcelal’in aşağıdaki ayetin manası budur: “İşte, dünyadaki bozgunculuklarının (Küfür ve isyanlarının) karşılığı olarak çektikleri azabın üzerine başka bir azap ekleriz.” (Nahl; 88)
Allah-u Zülcelal’in azabından kurtulup sevap elde etmek isteyen kimse Allah-u Zülcelal’e ibadet uğrunda karşılaşacağı dünya sıkıntılarına sabırla katlanmalı. Gerek günahlardan ve gerekse dünyaya dönük ihtiraslardan uzak durmalıdır. Çünkü hadislerin bize bildirdiği üzere cennet nefsin hoşuna gitmeyen amellerle kuşatılmış olduğu gibi cehennemde arzu ve şehvetlerle kuşatılmıştır.
Ebu Hureyre (R.A)’den rivayetle Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle anlatmıştır: Allah cenneti yarattığı zaman Cebrail’e; “Haydi git ona bak!” emrini verdi. O da gitti baktı ve şöyle dedi: “İzzetin ve Celalin hakkı için bunu duyan herkes hemen oraya girer.” Sonra orasının etrafını (nefsin hoşlanmadığı) zorluklarla döşedi ve; “Haydi şimdi git bak!” buyurdu. Gitti baktı ve şöyle dedi: “İzzetin hakkı için, oraya hiç kimse giremeyecek diye korktum.” Allah, cehennemi yarattığı zaman Cebrail’e; “Haydi git ona bak!” emrini verdi. O da gitti, baktı ve şöyle dedi: “İzzetin ve Celalin hakkı için, bunu duyan hiç kimse oraya girmez.” Sonra onun çevresini (nefsin hoşuna giden) şehvetlerle döşedi ve; “Haydi git şimdi bak!” buyurdu. Cebrail, gitti, baktı ve şöyle dedi: “İzzetin hakkı için, korkarım ondan hiç kimse geri kalıp kurtulamaz, mutlaka oraya girer.” (Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)
Similar topics
» cennet ehli ve cennet ehlinin durumu
» cehennem katlarının isimleri ve cehennem sakinleri
» cehennem azabı
» Cehennem DERİN KUYU
» Cehennem Ehli Kadınlar
» cehennem katlarının isimleri ve cehennem sakinleri
» cehennem azabı
» Cehennem DERİN KUYU
» Cehennem Ehli Kadınlar
Kur'an ve Sünnet Işığında Müslüman Hanımlara Özel İslami Forum :: İSLAMİ KONULAR :: Ölüm ve Ötesi :: Cennet/Cehennem
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
C.tesi Nis. 09, 2016 5:48 pm tarafından EN_NİSA
» selamun aleykum
Perş. Eyl. 10, 2015 10:52 am tarafından EN_NİSA
» Soru kandillerde oruç tutuyorum.......?
Ptsi Haz. 15, 2015 1:26 am tarafından EN_NİSA
» Kadir Gecesinin Fazileti
Cuma Haz. 12, 2015 5:52 pm tarafından EN_NİSA
» Yolcunun Oruç Tutmamasının Caizliği
Cuma Haz. 12, 2015 9:13 am tarafından EN_NİSA
» Ölünün Oruç Borcunu Velisinin Kaza Etmesi
Cuma Haz. 12, 2015 8:52 am tarafından EN_NİSA
» Ramazan Borcunun Kazası
Cuma Haz. 12, 2015 8:48 am tarafından EN_NİSA
» Oruçlunun Tedavi İçin Hacamat Yaptırması
Cuma Haz. 12, 2015 8:34 am tarafından EN_NİSA
» Oruçlunun Cünüp Olarak Sabahlaması
Perş. Haz. 11, 2015 10:34 am tarafından EN_NİSA
» Orucu unutarak bozan kimse ne yapmalıdır?
Perş. Haz. 11, 2015 10:25 am tarafından EN_NİSA
» İftarda Acele Etmenin Fazileti
Perş. Haz. 11, 2015 10:16 am tarafından EN_NİSA
» Sahur Yemenin ve Onu Geciktirmenin Fazileti
Perş. Haz. 11, 2015 10:14 am tarafından EN_NİSA
» Oruçlu Ne Zaman İftar Eder
Perş. Haz. 11, 2015 10:10 am tarafından EN_NİSA
» Oruca Ne Zaman Başlanacağı
Perş. Haz. 11, 2015 10:05 am tarafından EN_NİSA
» Ramazan Hilalinin Görülmesiyle Oruca Başlanır Şevval Hilalinin Görülmesiyle Bayram Yapılır
Perş. Haz. 11, 2015 9:59 am tarafından EN_NİSA