En son konular
GENEL KÜLTÜRÜN ANLAMI VE ÖNEMİ
Kur'an ve Sünnet Işığında Müslüman Hanımlara Özel İslami Forum :: İslami Soru/Cevap Bölümü :: Kültürle ilgili Sorular
1 sayfadaki 1 sayfası
GENEL KÜLTÜRÜN ANLAMI VE ÖNEMİ
Kültür, bir toplumu
kendi tarihi içinde meydana getirdiği değer hükümlerinin bütünüdür. Bunlar ilim,
sanat, ahlak ve dine ait değerlerdir. Her toplumun kendi kültürü vardır ve
kültürün yükselmesi, ilerlemesi ve gelişmesi medeniyetin doğuşunu sağlar.
Sosyolojik çerçevede en geniş sınırlarına ulaşan kültür kavramı ‘bir yaşama
biçimidir.’ Bu yaklaşımda bir toplumda bulunan ve bulunmayan bütün ifade ve
etkileşim biçimleri önem kazanır. Bu anlamda kültür, insan olarak belli bir
toplumda öğrendiklerimizle, davranış, düşünce sistemimizin toplamı sayılabilir.
Bir bakıma ne yediğimiz, ne içtiğimiz, ne okuduğumuz, nelere sempati ile
yaklaşırken, nelere tepki duyduğumuz, ait olunan grup, küme ya da toplumu
karakterize eder. Günümüzde iletişimin son derece hızlı yapılabilmesi kültürel
ve bilimsel gelişmelerin, anında yayılmasına olanak sağlamıştır. Bu durum
kültürlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin ve etkileşimlerinin üzerine
düşünülmesi gereğini çıkarmıştır.
Aslında sosyal bilimciler 166 farklı tanımı
olan kültür kavramı için ‘bir kavramın bu kadar çok tanımı varsa, onun
tanımlanamayacağını kabul etmek gerekir’ diyebiliyorlar. Kültür tarihçileri
insanoğlunun gelişme ve ilerleme göstererek hayatta kalma ve varlığını sürdürme
savaşındaki başarısını, kültürel bir varlık oluşuna yani öğrendiklerini
birikiminde saklayıp yeni nesillere aktarma yeteneği ile becerisine
bağlar.
Kültür gelişim sürecinde önce sözlü kültür doğmuş, daha sonra yazılı
kültür oluşmuştur. Bugün yazılı kültür ile beraber sözlü kültür de devinim ve
gelişimine devam etmektedir. Sözlü kültür de yazar yoktur, anonimdir, doğaldır,
metinsizdir, ezbere dayalıdır, çeşitlenebilir, sürekli akış, dolaşım ve dolayısı
ile değişim içindedir. Bu kültür de çözümleme ve inceleme yoktur. Yazılı kültür
yazılıdır, metne bağlıdır, okuru değişebilse bile metin değişmez, üreten
yalnızdır, anlatıya istenilen sıklıkta dönülebilir, çözümleme ve inceleme
yapılabilir.
Bir başka ifadeyle kültür, bir toplumun; gelenek, görenek,
sanat, düşünce yapısı, tarihsel birikim ve sosyal kurumlar gibi varlıklarının
tümünü kapsayan ve bireyleri arasında duyuş ve düşünüş birliğini sağlayan,
şekillenmiş, kollektif maddi ve manevi değerleridir.
Her kültür ilkin öz
gücüyle, özünde barındırdığı gizli güçle gelişir ve süreklileşir. Bununla
birlikte, tek bir kültür özünü tümüyle öbür kültürden soyutlayarak gelişemez. Bu
nedenle her kültür, gelişmesini sürdürebilmek için, öbür kültürlerin
kazanımlarından yararlanmak ister.
Bir kültür, ne denli gelişkin ve ne denli
yaygın olursa olsun, bir başka kültürden üstün sayılmaz. Hangi amaçla olursa
olsun, kültürler arasında gelişmişlik- gelişmemişlik ya da ilerilik-gerilik
değerlendirilmesi yapılmaz; kültürler, üstlük altlık ilişkisine sokulamaz.
Kültür hakkındaki bilimsel tartışmada üzerinde görüş birliğine varılan
konulardan biri de, kültürel gelişmişlik ya da gelişmemişlik savının görece
oluşudur. Her bütün kültür, içerisinde bulunan parça ya da alt kültürlerden
oluşur; bunlar arasında gerçekleşen sürekli etkileşimle ve güncel koşullara göre
biçimlenir.
Kültür kavramında bir sentez çabası içine girdiğimizde;
antropolog’lar kültürü 4 temel kavram üzerinde yoğunlaştırarak
açıklamaktadırlar. Bunlar:
1. Kültür, bir toplumun, yada bütün
toplumların uygarlık birikimidir.
2. Kültür, belli bir toplumun
kendisidir.
3. Kültür, bir dizi sosyal süreçlerin bileşkesidir.
4. Kültür,
bir insan ve toplum kuramıdır.
Sonuç olarak da kültür kavramı,toplumun
yüzlerce, binlerce yıldan beri oluşturduğu ortak amaçların, beklentilerin,
değerlerin, inançların, duygu ve düşüncelerin, özetle ortak davranış
kalıplarının depolandığı, saklandığı soyut bir kavram olup, toplumsal bellek
olarak da kabul edilebilir.
kendi tarihi içinde meydana getirdiği değer hükümlerinin bütünüdür. Bunlar ilim,
sanat, ahlak ve dine ait değerlerdir. Her toplumun kendi kültürü vardır ve
kültürün yükselmesi, ilerlemesi ve gelişmesi medeniyetin doğuşunu sağlar.
Sosyolojik çerçevede en geniş sınırlarına ulaşan kültür kavramı ‘bir yaşama
biçimidir.’ Bu yaklaşımda bir toplumda bulunan ve bulunmayan bütün ifade ve
etkileşim biçimleri önem kazanır. Bu anlamda kültür, insan olarak belli bir
toplumda öğrendiklerimizle, davranış, düşünce sistemimizin toplamı sayılabilir.
Bir bakıma ne yediğimiz, ne içtiğimiz, ne okuduğumuz, nelere sempati ile
yaklaşırken, nelere tepki duyduğumuz, ait olunan grup, küme ya da toplumu
karakterize eder. Günümüzde iletişimin son derece hızlı yapılabilmesi kültürel
ve bilimsel gelişmelerin, anında yayılmasına olanak sağlamıştır. Bu durum
kültürlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin ve etkileşimlerinin üzerine
düşünülmesi gereğini çıkarmıştır.
Aslında sosyal bilimciler 166 farklı tanımı
olan kültür kavramı için ‘bir kavramın bu kadar çok tanımı varsa, onun
tanımlanamayacağını kabul etmek gerekir’ diyebiliyorlar. Kültür tarihçileri
insanoğlunun gelişme ve ilerleme göstererek hayatta kalma ve varlığını sürdürme
savaşındaki başarısını, kültürel bir varlık oluşuna yani öğrendiklerini
birikiminde saklayıp yeni nesillere aktarma yeteneği ile becerisine
bağlar.
Kültür gelişim sürecinde önce sözlü kültür doğmuş, daha sonra yazılı
kültür oluşmuştur. Bugün yazılı kültür ile beraber sözlü kültür de devinim ve
gelişimine devam etmektedir. Sözlü kültür de yazar yoktur, anonimdir, doğaldır,
metinsizdir, ezbere dayalıdır, çeşitlenebilir, sürekli akış, dolaşım ve dolayısı
ile değişim içindedir. Bu kültür de çözümleme ve inceleme yoktur. Yazılı kültür
yazılıdır, metne bağlıdır, okuru değişebilse bile metin değişmez, üreten
yalnızdır, anlatıya istenilen sıklıkta dönülebilir, çözümleme ve inceleme
yapılabilir.
Bir başka ifadeyle kültür, bir toplumun; gelenek, görenek,
sanat, düşünce yapısı, tarihsel birikim ve sosyal kurumlar gibi varlıklarının
tümünü kapsayan ve bireyleri arasında duyuş ve düşünüş birliğini sağlayan,
şekillenmiş, kollektif maddi ve manevi değerleridir.
Her kültür ilkin öz
gücüyle, özünde barındırdığı gizli güçle gelişir ve süreklileşir. Bununla
birlikte, tek bir kültür özünü tümüyle öbür kültürden soyutlayarak gelişemez. Bu
nedenle her kültür, gelişmesini sürdürebilmek için, öbür kültürlerin
kazanımlarından yararlanmak ister.
Bir kültür, ne denli gelişkin ve ne denli
yaygın olursa olsun, bir başka kültürden üstün sayılmaz. Hangi amaçla olursa
olsun, kültürler arasında gelişmişlik- gelişmemişlik ya da ilerilik-gerilik
değerlendirilmesi yapılmaz; kültürler, üstlük altlık ilişkisine sokulamaz.
Kültür hakkındaki bilimsel tartışmada üzerinde görüş birliğine varılan
konulardan biri de, kültürel gelişmişlik ya da gelişmemişlik savının görece
oluşudur. Her bütün kültür, içerisinde bulunan parça ya da alt kültürlerden
oluşur; bunlar arasında gerçekleşen sürekli etkileşimle ve güncel koşullara göre
biçimlenir.
Kültür kavramında bir sentez çabası içine girdiğimizde;
antropolog’lar kültürü 4 temel kavram üzerinde yoğunlaştırarak
açıklamaktadırlar. Bunlar:
1. Kültür, bir toplumun, yada bütün
toplumların uygarlık birikimidir.
2. Kültür, belli bir toplumun
kendisidir.
3. Kültür, bir dizi sosyal süreçlerin bileşkesidir.
4. Kültür,
bir insan ve toplum kuramıdır.
Sonuç olarak da kültür kavramı,toplumun
yüzlerce, binlerce yıldan beri oluşturduğu ortak amaçların, beklentilerin,
değerlerin, inançların, duygu ve düşüncelerin, özetle ortak davranış
kalıplarının depolandığı, saklandığı soyut bir kavram olup, toplumsal bellek
olarak da kabul edilebilir.
NUR_UL HAK- Üye
- Aktiflik :
Mesaj Sayısı : 310
Puan : 820
Kayıt tarihi : 06/04/12
Nerden : TÜRKİYE
Kur'an ve Sünnet Işığında Müslüman Hanımlara Özel İslami Forum :: İslami Soru/Cevap Bölümü :: Kültürle ilgili Sorular
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
C.tesi Nis. 09, 2016 5:48 pm tarafından EN_NİSA
» selamun aleykum
Perş. Eyl. 10, 2015 10:52 am tarafından EN_NİSA
» Soru kandillerde oruç tutuyorum.......?
Ptsi Haz. 15, 2015 1:26 am tarafından EN_NİSA
» Kadir Gecesinin Fazileti
Cuma Haz. 12, 2015 5:52 pm tarafından EN_NİSA
» Yolcunun Oruç Tutmamasının Caizliği
Cuma Haz. 12, 2015 9:13 am tarafından EN_NİSA
» Ölünün Oruç Borcunu Velisinin Kaza Etmesi
Cuma Haz. 12, 2015 8:52 am tarafından EN_NİSA
» Ramazan Borcunun Kazası
Cuma Haz. 12, 2015 8:48 am tarafından EN_NİSA
» Oruçlunun Tedavi İçin Hacamat Yaptırması
Cuma Haz. 12, 2015 8:34 am tarafından EN_NİSA
» Oruçlunun Cünüp Olarak Sabahlaması
Perş. Haz. 11, 2015 10:34 am tarafından EN_NİSA
» Orucu unutarak bozan kimse ne yapmalıdır?
Perş. Haz. 11, 2015 10:25 am tarafından EN_NİSA
» İftarda Acele Etmenin Fazileti
Perş. Haz. 11, 2015 10:16 am tarafından EN_NİSA
» Sahur Yemenin ve Onu Geciktirmenin Fazileti
Perş. Haz. 11, 2015 10:14 am tarafından EN_NİSA
» Oruçlu Ne Zaman İftar Eder
Perş. Haz. 11, 2015 10:10 am tarafından EN_NİSA
» Oruca Ne Zaman Başlanacağı
Perş. Haz. 11, 2015 10:05 am tarafından EN_NİSA
» Ramazan Hilalinin Görülmesiyle Oruca Başlanır Şevval Hilalinin Görülmesiyle Bayram Yapılır
Perş. Haz. 11, 2015 9:59 am tarafından EN_NİSA