Bid'at, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur.



Âdette bid'at,
sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette
bid'at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse
günah olmaz. Âdette olan bid'at, ceket, pardesü giymek, çay ve kahve
içmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. Peygamber
efendimizin papaz ayakkabısı ve Rum cübbesi giydiği hadis-i şerifle
bildirildi. (Tirmizi)



Fen ve fen bilgileri dinde bid'at değildir. Fenni buluşlara sahip
çıkmak, dinimizin emridir. (İlim Çinde de olsa alın! Fen ve sanat,
müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın) hadis-i şerifleri,
kâfirlere uymayı değil, fenni onlarda bile olsa, arayıp bulmayı
emrediyor. (Mevduat-ül-ulum)



İbadette bid'at,
Resulullahın ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan
meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve
âdetlere denir. İbadetlere bid'at karıştırmak büyük günahtır. Bidati
sünnet diye işlemek haramdır. Bunların hepsini din diye, ibadet diye uydurmak veya dinin önem verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek bid'attir. Bid'atlerin bazıları küfür, bazıları büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Her bid'at sapıklıktır) buyuruldu. (Müslim)

Bidat çıkaran, dinde noksanlık görüp bazı hükümleri değiştirmeye, yeni
hükümler koymaya çalışır. Sahih hadisleri uydurma zanneder, İslam
âlimlerini beğenmez. Bidat ehli kibirlidir.



İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:

Kibrin diğer günahlardan daha büyük olmasının sebebi şudur: Büyüklük
ancak Allahü teâlâya mahsus iken, kulun kibirlenmesi, bir kölenin
hükümdarın tacını başına geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine
benzer. Hükümdarın bir emrini yapmayarak suç işlemekle, hükümdarlığına
sahip çıkmak, onun tahtına oturup emirler vermek arasında elbette büyük
fark vardır. İşte kibirlenmek, Allahın emrini yapmamak gibi bir suç
değil, bizzat ilah olmak gibi büyük suç oluyor.



Bidatin de hırsızlık, katillik, fahişelik, içki içmek gibi haramlardan
daha büyük olmasının sebebi budur. Günah işleyen kimse, Allahın emrine
isyan etmiş olur, büyük günah işler. Fakat bidat çıkaran kimse,
Allahın, Resulünün ve Resulullahın vârisleri olan âlimlerin bildirdiği
hükümleri beğenmeyip yeni hükümler koymaya, bizzat dinin sahibi olmaya
çalışıyor. Yani Allah adına, Resulü adına hareket ediyor, hatta onları
beğenmeyip kendi görüşünü din gibi
ortaya koymaya çalışıyor. Bu bakımdan bidat ehli, hırsızdan,
eşkıyadan, katilden daha büyük günah işliyor. İşte bunun gibi
sebeplerden dolayı Peygamber efendimiz, (Ben onlardan değilim, onlar da
benden değildir. Onlara karşı cihad, kâfirlerle cihad gibi önemlidir)
buyuruyor. (Deylemi)



İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:

(Bidat ehli, yapacağı değişikliklerle, dini düzelteceklerini,
olgunlaştıracaklarını zannederek bid'at çıkarıyor, bid'atlerin
zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin
noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değil, kâmildir. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [çağa uydurmaya, çeşitli bidatler çıkarmaya] çalışmak, Maide suresinin, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyeti vermekle razı oldum) mealindeki 3. âyetine inanmamak olur. (m.260)


------------------
ALINTI